İşte "Gençliğe Hitabe": okuyun, düşünün, bugünle karşılaştırın:
"Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur"
Mustafa Kemal ATATÜRK, 1927.
AKP'nin yüzde 58 referandum başarısına üzülen TÜRK GENÇLERİ:
Bakın ne diyor Atatürk:
"İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler."
Yani, bırakın yüzde 58'lik refernadum başarısını, "İSTİKLAL VE CUMHURİYETE KASTEDECEKLERİN" bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyet elde edebileceklerini ifade ediyor Atatürk...
Dahası iktidara sahip olanlarla ilgili olarak:
"memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir." diyor...
Sadeleştirirsek:
Öyle bir gün gelebilir ki;
Türkiye'yi idare edenler (iktidar); "gafil","şaşkın",hatta "hain" olabilir. Hatta, iktidardakiler, kişisel çıkarlarını işgalcilerin çıkarlarıyla özdeşleştirebilir,Millet fakirlik içinde, harap ve yıkık hale gelebilir...
O gün bugün müdür? Siz karar verin!
İşte Atatürk'e göre "o gün" yapılması gerekenler:
"Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur"
Yani, Atatürk, cumhuriyete kastedecek düşmanlara karşı, yılgınlığa kapılmadan, sürekli "Türk istiklal ve cumhuryiyetini kurtarmak için" mücadele etmek gerektiğini bizlere, sizlere vasiyet etmiştir....
Sağduyu sahibi Türk milleti eninde sonunda gerçeği görecektir... Tarih bunun örnekleriyle doludur. Sorun milletimizin zekası veya kareketeri değil, milletimizi siyasal ve kişisel çıkarları için sürekli psikolojik, maddi ve manevi baskı altına alan "gaflet", "dalalet" ve "hıyanet" içindeki satılmışlardır...
Sinan Meydan, 13 Eylül 2010