Yarı bağımlı, emperyalist kuşatmayla çevrilmiş, hurafelerin bataklığında debelenen, geri kalmış bir "ümmet imparatorluğu"ndan "tam bağımsız", "akıl ve bilimi" esas alan, "çağdaş bir ulus devlete" geçiş sürecinde Atatürk'ün ortaya koyduğu "devrimci iradenin" odağında "çağdaş, laik ve bilimsel eğitim" konusunda atılan adımlar vardır.
Bugün bile hiçbir Müslüman ülkenin gerçekleştiremediği "eğitim devrimini" Atatürk, yüzyılın başında gerçekleştirmiştir.
"Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" diyen Atatürk, Türk devriminin temeline "eğitimi" yerleştirmiştir.
Eğitimin odağında ise öğretmen vardır.
Dünyada bir benzerine daha rastlanmayacak biçimde Atatürk, bir taraftan Kurtluş Savaşı'nı idare ederken, diğer taraftan savaş sonrasındaki "eğitim savaşının" hazırlıklarını yapmıştır.
İşte "eğitim devriminin" kilometre taşları:
- 6 Mayıs 1920'de, I. TBMM'de "Maarif Vekilliği"ni kurdurmuştur. Yani, Milli Eğitim Bakanlığı, Cumhuriyetin en eski bakanlıklarından biridir.
- 25 Kasım 1920'de TBMM'de alınan bir kararla öğretmen ve öğrencilerin askerlik görevleri ertelenmiştir.Yani, Atatürk, bir ölüm kalım mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı'na öğretmen ve öğrencileri almamıştır; onların çok daha önemli bir savaşı, "eğitim savaşını" kazanmalarını istemiştir.O günlerde askere gitmek isteyen Darülfunun hocalarından Hamdullah Suphi Bey'e Atatürk'ün verdiği cevap çok anlamlıdır: "Biz askere gidecek binlerce kişi buluruz, ama Darülfununa ikinci bir Hamdullah Suphi bulamayız"
- 16-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında, Sakarya Savaşı öncesinde bir Maarif Kongresi düzenlemiştir. Kurtuluş Savaşı'nın en kritk aşaması öncesinde, Atatürk'ün bir Eğitim Kongresi düzenlemesi, hem eğitime verdiği önemi, hem de Sakarya Savaşı'nı kazanacağından emin olduğunu göstermektedir
- 27 Ekim 1922'de Bursa'da, Kurtuluş Savaşı'nın hemen ertesinde bir Türkiye Öğretmenler Kongresi düzenlemiştir.Atatürk, kongreye katılan 517 kadın ve erkek öğretmene şöyle seslenmiştir: "Ordularımızın kazandığı zafer sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız hazırladı. Ordularımızın zaferini siz tamamlayacaksınız. Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz. Ben ve bütün arkadaşlarım, sarsılmaz imanla, bütün gücümüzle sizi takip edeceğiz ve eğer kültür yolunda herhangi bir engelle karşılaşırsanız, sizin karşınızdaki engelleri kıracağız.Bütün gücümüzle sizin fikirlerinizi ileriye götüreceğiz."
- 3 Mart 1924'te TBMM'de Tevhidi Tedrisat Kanunu kabul edilmiş, ve Osmanlı'nın yamalı bohça durumundaki parçalı eğitimi birleştirilmiştir. Böylece "teokratik ve gayri milli" eğitimin "milli, laik ve bilimsel" niteliğe evrilmesi sağlanmıştır.
- 1 Kasım 1928'de Latin Harfleri Kabul edilmiş, böylece Türkçeyi, Türkçenin yapısına hiç uymayan Arap harfleriyle yazma garebetine son verilerek Türkçenin yapısına birebir uyan (Göktürk-Etrüsk-Latin kökenli) alfabe kullanılmaya başlanmıştır.
- 1929'da Latin harflerini halka öğretmek için Millet Mektepleri açılmış ve 1936 yılına kadar Millet Mekteplerinden 2.5 milyon kişi okuma yazma öğrenerek mezun olmuştur. Osmanlı'da 1.4 milyon olan okur yazar oranı, 1928-1936 arasındaki 8 yıl içinde 2.5 milyon olmuştur.
- Halk Evleri ve Köy Enstitiüleri'nin kurulmasıyla Milli eğitimin ve çağdaş kültürün yaygınlaştırılmasına çalışılmıştır.
- Kadınların eğitimine özel önem verilmiştir.
Kurtuluş Savaşı sonrasında, "Vatanı kurtardınız, şimdi ne yapmak istersiniz?" sorusuna Atatürk: "Milli Eğitim Bakanı olmak ve milli kültürü yükseltmeye çalışmak isterim" cevabını vermiştir.
"Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim" diyen Atatürk, Milli Eğitim Bakanı olmamış ama, gerçek bir başöğretmen olmuştur. 1928 Harf Devrimi sonrasında, geniş kapsamlı bir yurt gezisine çıkarak kara tahta başında halka yeni harfleri öğretmiştir. Böylece dünya tarihnde ilk kez bir devrimci, devrimini bizzat halkın ayağına götürmüştür.
1928'de kara tahta başında il il gezerek yeni harfleri halka öğreten başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlere vecizeleşecek şu sözlerle seslenmiştir:"Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır".
Atatürk'ün izinde "çağdaş nesiller" yetiştiren bütün öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun!...
Sinan Meydan
24 Kasım 2010